Marmara Denizi'nde Müsilaj Tehlikesi Yeniden Büyüyor: "Deniz Canlıları Tehlikede!"

Marmara Denizi'nde müsilaj sorunu yeniden alarm veriyor. Sedef Adası açıklarında yapılan son gözlemler, müsilajın yüzeyden 12-18 metre derinliğe kadar yoğun bir şekilde yayıldığını ve adeta deniz altında bulut kümeleri oluşturduğunu ortaya koydu. Bu korkutucu görüntüler, uzmanları harekete geçirdi ve yetkililere bir kez daha acil önlem çağrısı yaptı.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Müsilaj Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Ekim ayının sonunda tespit edilen ve yetkililere bildirilen müsilajın, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle hızla yayıldığını açıkladı. 7 Mayıs 2025 tarihinde Sedef Adası doğusunda çekilen ve Prof. Dr. Sarı tarafından paylaşılan görüntülerde, müsilajın yoğunluğu gözle görülür şekilde artmış durumda. Görüntülerde, müsilajın 44 metre derinlikteki deniz kalemlerini bile sardığı tespit edildi.

"Yazın Denize Girebilecek Miyiz?" Kaygısı Artıyor

Prof. Dr. Sarı, müsilajın ağırlaşarak denizin dibine çökeceğini, ancak yüzeyde kalan kısmın da yaz aylarında deniz turizmini ve halkın denize girme olanağını ciddi şekilde etkileyeceğini belirtti. Ancak Prof. Dr. Sarı'nın vurguladığı asıl tehlike, deniz canlıları üzerindeki yıkıcı etki. "Balıklar, yengeçler, pinalar için deniz yaşanmaz hale geliyor. Çok az insan bunu dert ediniyor," diyerek endişesini dile getirdi. Müsilajın deniz ekosistemini bozması ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmesi, uzun vadede geri dönülmez sonuçlar doğurabilir.

Yetkililere Acil Çağrı: "Suç Atmayı Bırakın, Denize Bakın!"

Prof. Dr. Sarı, yetkililere sert bir dille seslenerek, Marmara Denizi'ne tek bir damla dahi arıtılmamış atıksu bırakılmaması gerektiğini vurguladı. "EDS kameralarıyla yolları donatan bir ülke, denizleri kirletenleri görmezden gelemez. Suç atmayı bırakın, denize bakın!" diyerek, sorunun ciddiyetini ve acil önlem alınması gerekliliğini tekrar tekrar vurguladı. Ayrıca, deniz dostu Serço Ekşiyan'a, müsilajın korkutucu görüntülerini paylaştığı için teşekkür etti.

Marmara Denizi'nin geleceği ve deniz ekosisteminin korunması için, yetkililerin Prof. Dr. Sarı'nın çağrısına kulak vermesi ve acil önlemler alması büyük önem taşıyor. Bu durum, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ekonomi ve halk sağlığını da doğrudan etkileyen bir kriz olarak değerlendirilmeli ve çözüm için kararlı adımlar atılmalıdır.