Sivas'ta Çevre Felaketi: Sulugilin Deresi Kırmızıya Boyandı!

Sivas'ın Zara ilçesinde yaşanan maden faciasının yankıları sürerken, bu kez de Koyulhisar ilçesinden yürek burkan bir haber geldi. Güzelyurt köyünde bulunan ve Melet Irmağı'nı besleyen Sulugilin Deresi, aniden koyu kırmızı bir renge büründü. Köylülerin iddialarına göre, derenin bu halinin sebebi, yakın zamanda faaliyete geçen bir altın madeninden sızan atık sular. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, konuyu TBMM gündemine taşıyarak yetkililerden acil müdahale istedi.

Köylüler, özellikle yağmurlu havalarda derenin renginin aniden değiştiğini ve berrak akan suyun kısa sürede koyu kırmızı bir renge dönüştüğünü aktarıyorlar. Bu durumun, yeni açılan altın madeninin atık sularının dereye karışmasıyla ilişkilendirildiğini belirten köylüler, büyük bir endişe yaşıyor. Dereye akan suyun rengi, adeta kanı andırıyor ve çevredeki ekosistemi tehdit ediyor. Durumun tespiti ve önlem alınması için yetkililerin hızlı bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor.

Konuyu TBMM'ye taşıyan CHP'li Ulaş Karasu, yaşanan olayın ciddiyetini vurgulayarak, "Bu felaketlere göz yummayacağız" dedi. Karasu, derenin korkutucu kırmızı renginin vatandaşları büyük bir endişeye sürüklediğini belirterek, “Bu suda kimyasal madde var mı? Neden bu renk? Yetkililer derhal numune alıp incelemeli. Kimse vatandaşın can güvenliğini tehlikeye atamaz” şeklinde konuştu. Karasu, hükümeti, çevre felaketlerine karşı daha duyarlı ve etkin olmaya çağırdı.

Sivas'ta son zamanlarda yaşanan ardı ardına çevre felaketleri, bölgede çevre koruma önlemlerinin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Yetkililerin, bölgedeki maden ocaklarının faaliyetlerini denetlemesi ve olası çevresel riskleri önlemek için daha sıkı önlemler alması gerekiyor. Sulugilin Deresi'nin kırmızıya boyanması, çevre felaketlerinin sadece madenlerle sınırlı olmadığını ve diğer sanayi tesislerinin de çevreye verdiği zararın göz ardı edilmemesi gerektiğini gösteriyor. Bu olayın, çevresel sürdürülebilirlik konusunda daha ciddi adımlar atılması için bir uyarı niteliğinde olduğu tartışmasız.

Olayın yerel halk üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez. Su kaynaklarının kirlenmesi, bölge halkının geçim kaynaklarını ve sağlıklarını doğrudan tehdit ediyor. Bu nedenle, yetkililerin sadece sorunun tespitiyle değil, aynı zamanda etkilenen halkın desteklenmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesiyle de ilgilenmesi büyük önem taşıyor.

Sivas'ta yaşanan bu son çevre felaketi, çevre koruma konusundaki hassasiyetin artırılması ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının daha etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Olayın takipçisi olacağız ve gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.