
İzmir Meclisi'nden Zeyrek'e Saygı Duruşu
Manisa'nın Sevilen Başkanı Ferdi Zeyrek, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde Anıldı İzmir...
Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrinin kalbinde doğan Abdullah Karakaş'ın yaşam öyküsü, ilim, mücadele ve azmin etkileyici bir birleşimidir. Çin'in baskıcı gölgesinde büyüyen Karakaş, Uygur kimliğini koruyarak ve öğrenmeye olan tutkusuyla, zorlu bir yaşam yolculuğunda kendine bir yer edindi. Çocukluğunda kitaplara sığınarak oluşturduğu hayal dünyası, onu özgürce okuyabileceği, öğrenebileceği yeni ufuklara taşıdı. Genç yaşta, ailesinin desteğiyle aldığı cesur bir kararla, Mısır'daki dünyaca ünlü El-Ezher Üniversitesi'nin kapılarını araladı.
Mısır'da İlim ve Mücadele: Kahire'nin ilim dolu atmosferinde, felsefe, tarih ve İslam ilimlerine dalan Karakaş, Muhammed Abduh ve Hasan el-Benna gibi büyük düşünürlerden derin etkilenmelerle yolculuğuna devam etti. Ancak akademik çalışmaları sadece ilimle sınırlı kalmadı. Doğu Türkistan'daki Uygur halkının yaşadığı zulmü tüm dünyaya duyurmak için akademik makaleler kaleme aldı, konferanslar düzenledi. Mısır'daki Uygur öğrenciler için bir dayanışma ağı kurarak, onlara burs imkanları sağlamak için yoğun çaba sarf etti. Fakat Çin'in giderek artan baskısı ve Mısır'daki olası riskler, onu yeni bir umut arayışına yöneltti: Türkiye.
Türkiye'de Yeni Bir Başlangıç: İstanbul'a ulaşan Karakaş, burada Uygur diasporasıyla güçlü bağlar kurdu. Zeytinburnu ve Fatih'te gençlere tarih, dil ve felsefe dersleri vererek, kültürel mirasın korunmasına katkıda bulundu. Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'daki Uygur topluluklarıyla iletişim ağını genişleterek, dayanışmayı güçlendirdi. İstanbul'da küçük bir "Uygur Akademisi" kurarak, gençlerin eğitimine ve kültürlerinin yaşatılmasına öncülük etti. Bu akademi, sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda Uygur kimliğinin korunması için hayati bir merkez haline geldi.
Gemlik'te Eğitim ve Üretim: Yalova Üniversitesi'nde doktorasını sürdürürken Gemlik'e yerleşen Abdullah Karakaş, tarım ve hayvancılık yaparak geçimini sağladı. Eşiyle birlikte Uygur çocukları için bir eğitim merkezi açarak, onların Türkçe, Uygurca ve Arapça öğrenmelerine olanak tanıdı. İhtiyaç sahibi ailelere destek olurken, İznik Gölü'nde balıkçılık yaparak elde ettiği gelirle burslar sağladı. Çince, Arapça, Türkçe ve İngilizce dillerini bilen Karakaş, turizm ve tercümanlık alanlarında da çalışarak gelirini eğitime aktarmayı tercih etti. Büyük şirketlerin cazip tekliflerini reddederek, tüm kazançlarını eğitim merkezini büyütmeye ve online platformlar aracılığıyla daha fazla çocuğa ulaşmaya yönlendirdi.
Bitmeyen Mücadele: İstanbul'daki bir toplantıda öğrencilerinden aldığı "Hocam, siz olmasaydınız burada olamazdık" sözleri, Abdullah Karakaş'ın çalışmalarının meyvelerini gösteriyordu. Ancak onun mücadelesi burada son bulmadı. Eğitime muhtaç çocuklar ve anlatılması gereken bir dava hâlâ var. Sürgünde bir bilgin olarak, Abdullah Karakaş, kalemi ve cesaretiyle Uygur halkının umudu olmaya devam ediyor. Onun desteğiyle yetişen doktorlar, mühendisler, akademisyenler ve aktivistler, Amerika'dan Almanya'ya, Kazakistan'dan Türkiye'ye kadar dünyanın dört bir yanına yayılarak, Uygur davasını sessizce değil, güçlü bir şekilde temsil ediyorlar.